DEVAM: 70- MEZİ'DEN
DOLAYI ABDEST ALMAK
حَدَّثنَا
أَبُو كريب.
حَدَّثنَا
عَبْد اللَّه
بْن
الَمْبارك،
وعبدة بْن
سليمان، عَنْ مُحَمَّد
بْن إسحاق.
حَدَّثنَا
سَعِيْد بْن عُبَيْد
بْن السباق،
عَنْ أَبِيْهِ،
عَنْ سهل بْن
حنيف؛ قَالَ:
-
كُنْت ألقى
مِنْ الَمْذي
شدة، فأكثر منه
الإغتسال.
فسألت رَسُول
اللَّه صَلى
اللَّه
عَلَيْهِ
وَسَلَمْ
فَقَالَ:
((إنما يجزيك،
مِنْ ذلك،
الوضوء))
قُلْتُ: يَا
رَسُولَ اللَّه!
كَيْفَ يصيب
ثوبي؟ قَالَ
((إنما يكفيك
كف مِنْ ماء
تنضح بِهِ
مِنْ ثوبك حيث
ترى أَنَّهُ
أصاب)).
Sehl bin Hüneyf
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre şöyle söylemiştir: Ben, meziden dolayı
meşakkat ve güçlüğe uğrayıp, çok boy ab-desti alırdım. Nihayet (durumu)
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)'e sordum. Buyurdular ki: «Mezi'den
dolayı yalnız abdest almak sana kafidir.» Ben:
Ya Resulallah!
Elbiseme dokunan mezi nasıl olacak? diye sordum. Buyurdular ki:
«Sen'in
elbisenden mezinin dokunduğunu gördüğün yere serpmen (yıkaman) için sana bir
avuç su kafidir.»
AÇIKLAMA :
Tirmizi bu
hadisi rivayet ederek hasen-sahih olduğunu belirtmiştir. Ebu Davud da rivayet
etmiştir.
EI-Menhel
yazarı hadisin açıklamasıyla ilgili olarak şöyle der: Sehl bin Huneyf'in
Resulullah (s.a.v.)'e müracaat etmeden önceki zamanda mezi'nin çıktığı her defa
için boy abdestini alması, kendi içtihadına dayalı idi. Sık sık mezi görmesi ve
her defası için boy abdesti alması onun güçlük ve meşakkat duymasına sebep
olmuştur. Hadiste geçen Nadh, kelimesinin lügat manası su serpmektir. Nevevi: «Hadiste
geçen bu kelimenin manası yıkamaktır. Çünkü diğer bir rivayette «Ğasl = yıkama
kelimesi geçer. Nadh, kelimesi, lugatta yıkamak anlamını da taşır. Bu nedenle
kelimeyi burada yıkamak manasına almak zorunludur, demiştir.'
Tirmizi şöyle
der: «Elbiseye dokunan mezi hakkında alimler ihtilaf etmiştirdir. Bazıları:
Dokunulan yerin yıkanması gereklidir. Oraya su serpmek kafi değildir,
demişlerdir. Şafii ve İshak'ın kavli budur. Diğer bir kısım alimler: Dokunulan
yere Su serpmek kafidir, demişlerdir. Ahmed de: Oraya su serpmenin" kafi
geldiğini umarım, demiştir."
Menhel yazarı
bu nakillerden sonra şöyle der: ''Hak, Cumhur'un dediği gibi 'Nadh'tan muradın
yıkamak olması ve su serpmenin yeterli olmayışıdır.''
En-Neyi yazarı:
«Alimler, mezinin necis sayıldığı hususunda ittifak etmişlerdir. İmamiye
mezhebine mensub bazı şahıslar hariç kimse muhalefet etmemiştir," der.
HADİSİN FIKIH
YÖNÜ :
1)- Şer'i hükmü bilmeyen kişi, bilene baş vurmalıdır.
2)- Başvurulan kişi, bildiği takdirde şer'i hükmü açıklamalıdır.
3)- Mezi ğusül gerektirmeyip, abdesti gerektirir.
4)- Mezi'nin dokunduğu yeri yıkamak gerekir. Oraya az su serprnek yetmez.